Amcamlara misafirliğe gittik. Neşeli aile tablosunu bozan tek parça olduğumu farketmiş olacak ki, kenara çekti beni. Bu keyifsizliğin sebebini sordu. Anlatsam belki biraz rahatlardım; ama anlatamadım. Zaten doğru yerde doğru kişiye kendimi ifade edebilme şansını değerlendirebilen biri olsam, karşısında mutsuz olmazdım diye düşündüm. Yine de bir kaç kelime bir şey zırvaladım. Fok balıklarının yalnızlığından falan bahsetmiş olacağım ki, dayanamayıp sözümü kesti: "Bu iş böyle olmaz, kafan yerinde değil senin" dedi. "Sana bir muska yazayım. Dışarıdan gelecek musibetlere karşı korur seni, içini ferahlatır." Şöyle bir düşündüm de, beni dışarıdan değil de, kendimden gelecek tehlikelere karşı koruyabilecek bir şeye ihtiyaç olduğuna karar verdim. Bugüne kadar başıma gelen her türlü musibetin temel sorumlusu bendim. Hayat beni kötü insanlarla karşılaştırdığı gibi iyi insanlarla da karşılaştırmıştı; fakat hepsine eşit değer veren, bu sebeple iyi olanı değersiz hissettiren...
Yorumlar
Yorum Gönder