Gurbet


Bazı inançlara göre insanların öldükten sonra toprağa girene kadar çevresinde olan biteni gördüğü, duyduğu iddia edilir. O da öyle hissediyordu. Ölü gibiydi. Asker mevlüdü sırasında okunan Yasin, sanki yüzüne değil de, cenazesine okunuyor gibidi. Etrafında askere gideceği için gözleri dolan insanlarsa sanki öldümüne ağlıyordu.

Elini annesine uzattı. Avucunun tam ortasına sürülen kınanın askerlik için değil de, onunla bir hayat geçireceği için olmasını o kadar arzulamıştı ki.. Boynunda bayrak desenli bir tülbent olması gerekirken, sevdiğinin eşarbı vardı; çünkü başkalarının düşündüğünün aksine onun için bir tek sevdiği ama kavuşamadığı kişi vatandı. Gözlerinden yaşlar damlamaya başladı. Kimse sebebini sorgulamadı; çünkü ailesinden uzaklaştığı için olduğunu düşündüler. Kimse en azından bir kendine iyi bak mesajı gelmediği için ağladığını tahmin edemezdi. Etseler de bir işe yaramazdı ya, şimdi konu bu değildi.

Zamanı geldiğinde yola çıkmak üzere evden ayrıldı. Uğurlamaya kimsenin gelmesini istemedi. Sevdiğinin evinin önüne son kez gitti. Sessizce selamlayıp veda etti.. Otobüse binerken çok sevdiği bir yazarın sözleri aklına geldi. Sevilmemişler, tutunamamışlar için söylenmişti. Yolu yurdu olana, kalmak gurbetti. Nasıl nefes alacağını bilmeden terketti kenti. Yanına aldığı bir kaç fotoğrafında olduğu gibi, onun hep gülümsemesini umarak...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Capon Prensesi

Merhaba Dünya!

Muska